Asırlara imzalarını atan Allah dostları, bu varlık denizinde aşk ile yolculuk ettiklerini söylemişlerdir. Onlar, "lâ maksûde illallah"ı bir hayat pusulası bilerek asıl gayeye yönelmişler, dünyanın aşırı istek ve ihtiraslarını ellerinin tersi ile itmişlerdir.
Sufîlerin kalp gözü açıktır. Onlar, her yerde yüce Allah’ın ilahî tecellilerini müşahede ederler. Bu durum bir keramet değil; irfan ve marifete dönüşmüş bir ilimdir. Gönülde mevcut ilahî aşkın bir ürünüdür. Böylesine üstün bir bilgi, anlayış ve kavrayış yetenekleri ile dolu olan Allah dostları; rüzgârın, ırmakların ve dağların dilinden konuşmuşlar; güllerden, ağaçlardan, çiçeklerden, kurt ve kuşlardan ibret alarak hayatın en üst düzeyde gerçekleri ile hemhâl olarak gerçek anlamda yaşamdan tad almışlardır. Ne mutlu onlara!
Onlar ayıktırlar! Uyanıktırlar! Dikkatlidirler...